Türkiye ekonomisinin temel direklerinden biri olan tarım sektörü, milyonlarca çiftçinin emeğiyle ülkenin gıda güvencesini sağlamakta ve istihdama önemli katkılar sunmaktadır. Bu stratejik sektörde faaliyet gösteren çiftçiler, tarım girişimcileri, onlara hizmet veren muhasebeciler ve geleceğin ziraat profesyonelleri için en kritik konulardan biri de şüphesiz zirai kazançların doğru bir şekilde anlaşılması ve vergilendirilmesidir. Vergi mevzuatının karmaşık yapısı, sıkça güncellenen hadler ve oranlar, birçok üretici için kafa karışıklığına yol açabilmektedir.
Vergi mevzuatı, sürekli değişen oranlar, teknik terimler... Biliyoruz, tüm bunlar ilk başta biraz kafa karıştırıcı gelebilir. "Ben şimdi beyanname verecek miyim?", "Ürünü satarken vergi kesintisi olacak mı?", "Devletten aldığım destekler de gelire dahil mi?" gibi sorular aklınızda dönüp duruyor olabilir.
Amacımız en güncel bilgilerle, zirai kazanç ve vergilendirme konularındaki tüm soru işaretlerinizi gidermek. Resmi kaynaklar ve ilgili kanunları temel alarak sizin için A'dan Z'ye bir yol haritası çıkardık.
Zirai Faaliyet Nedir?
Zirai faaliyet, en temel tanımıyla, toprağın işlenmesi yoluyla bitkisel ürünler (tahıl, meyve, sebze vb.) yetiştirilmesi ve hayvanların (büyükbaş, küçükbaş, kümes hayvanları vb.) yetiştirilerek onlardan gıda, lif veya başka ürünler elde edilmesi sürecidir. Tarım, hayvancılık, ormancılık ve hatta balıkçılık gibi alt dalları kapsayan bu ekonomik uğraş, insanların temel beslenme ihtiyaçlarını karşılamak ve sanayiye hammadde sağlamak amacıyla yapılan tüm üretim, işleme ve hasat aktivitelerini içerir.
Vergilendirme mekanizmasını anlamanın ilk adımı, Gelir Vergisi Kanunu'nun (GVK) "zirai faaliyet" ve "zirai mahsul" tanımlarını doğru yorumlamaktır.
Kanuna göre zirai faaliyet; arazi, deniz, göl ve nehirlerde ekim, dikim, bakım, yetiştirme, üretme gibi yollarla bitki, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin üretilmesini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını ve satılmasını ifade eder. Bu geniş tanım, geleneksel tarla ziraatinden modern seracılık, su ürünleri yetiştiriciliği ve arıcılık gibi araziye doğrudan bağlı olmayan üretim modellerini de kapsar.
Zirai Faaliyet Sayılan Haller
GVK'nın 52. maddesine göre zirai faaliyet, sadece tarla ekip biçmekten ibaret değildir. Kanunun çizdiği sınırlar çok daha geniştir ve aşağıdaki unsurları da kapsar :
Tarla ziraatı: Buğday, arpa, mısır gibi tahıllar ile nohut, mercimek gibi bakliyatların üretimi.
Hayvancılık: Büyükbaş, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, kümes hayvancılığı ve damızlık hayvan beslenmesi.
Su ürünleri yetiştiriciliği: Denizlerde veya iç sularda kurulan balık çiftlikleri, ağ kafes yetiştiriciliği ve havuzlarda balık üretimi.
Bahçecilik ve diğer özel ziraat türleri: Meyvecilik, bağcılık, sebzecilik, seracılık ve çiçekçilik.
Fidancılık: Tohum, fide, fidan ve süs bitkisi yetiştiriciliği.
Araziye bağlı olmayan faaliyetler: Arıcılık, ipek böcekçiliği ve kapalı tesislerde mantar yetiştiriciliği gibi faaliyetler, doğrudan arazi üzerinde yapılmasa dahi zirai faaliyet sayılır.
Ürünün işlenmesi: Çiftçinin kendi ürettiği mahsulü, üretimin doğal bir devamı niteliğinde işlemesi (örneğin, kendi zeytininden zeytinyağı, üzümünden pekmez yapması) zirai faaliyet kapsamındadır.
Zirai aletlerin kiralanması: Çiftçiye ait traktör, biçerdöver gibi zirai alet ve makinelerin, başka çiftçilerin zirai üretim işlerinde çalıştırılması da zirai faaliyet kabul edilir.
Kanunun, "üretimin doğrudan doğruya arazi üzerinde yapılmaması zirai faaliyetin niteliğini değiştirmez" hükmü, topraksız tarım ve dikey tarım gibi yenilikçi agroteknoloji girişimlerinin de bu vergi rejimine tabi olmasını sağlayarak sektörel gelişmelere adaptasyonunu göstermektedir.
Zirai Ürün Nedir?
Zirai ürün veya kanundaki adıyla "mahsul", yukarıda tanımlanan zirai faaliyetler sonucunda elde edilen her türlü ham veya işlenmiş maddedir. Bu ürünler, zirai faaliyetin somut çıktısıdır ve vergilendirilecek kazancın temelini oluşturur.
Zirai ürünlere bazı örnekler şunlardır:
Buğday, arpa, pamuk, tütün, çay, fındık
Domates, biber, patates, soğan
Elma, üzüm, zeytin, narenciye
Canlı hayvanlar, süt, yumurta, bal, yapağı
Tatlı ve tuzlu su balıkları, diğer su ürünleri
Orman ürünleri (odun, reçine vb.)
Fide, fidan, tohum
Zirai Kazanç ve Ticari Kazanç Ayrımı
Bir faaliyetin zirai mi yoksa ticari mi olduğu, vergilendirme rejimini temelden değiştirir. Bu nedenle, iki kazanç türü arasındaki sınırları net bir şekilde anlamak hayati önem taşır.
Bu ayrım; defter tutma yükümlülüğünü, beyanname türünü, vergi oranlarını ve en önemlisi Katma Değer Vergisi (KDV) mükellefiyetini doğrudan belirler.
Ticari Kazanç Karşılaştırması
Özellik | Zirai Kazanç | Ticari Kazanç |
Faaliyetin Niteliği | Doğal kaynakların (toprak, su) ve emeğin birleşimiyle üretim yapma. | Sermaye ve emeğin organizasyonuyla mal alım-satımı veya hizmet sunumu. |
Mükellefin Unvanı | Çiftçi | Tacir, Sanayici, Esnaf |
Vergilendirme Yöntemi | Stopaj (Tevkifat) ve/veya Gerçek Usul (Zirai İşletme Hesabı/Bilanço) | Bilanço veya İşletme Hesabı Esası |
Temel Örnek | Kendi tarlasında buğday yetiştirip satan çiftçi. | Un fabrikasından aldığı unu markette satan bakkal veya buğdayı alıp satan tüccar. |
İşleme Sınırı | Ürünün, üretimin doğal bir tamamlayıcısı olarak işlenmesi (kendi zeytininden yağ yapmak). | Başkasından alınan ürünün işlenmesi veya kendi ürününün sanayi ölçeğinde işlenmesi. |
Satış Yeri Sınırı | Ürünü gezici olarak veya pazar yerinde satmak. | Ürünü dükkân, mağaza veya internet gibi sabit bir iş yerinde satmak. |
Dijital Kanallarda Satış
Geleneksel olarak zirai ve ticari faaliyet arasındaki en net sınır, fiziksel bir dükkân veya mağaza açmaktı. Ancak dijitalleşme bu sınırı yeniden şekillendirmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın güncel yorumlarına göre, ürünlerin internet ortamında (kendi web sitesi, sosyal medya hesapları veya pazar yeri platformları üzerinden) satılması, "elektronik iş yeri" olarak kabul edilmekte ve bu faaliyetten doğan kazanç doğrudan "ticari kazanç" sayılmaktadır. Bu durum, ürününü dijital kanallarla doğrudan tüketiciye ulaştırarak kâr marjını artırmak isteyen modern çiftçiler için çok önemli bir ayrıntıdır. İnternet üzerinden satış yapmaya başlayan bir çiftçi, farkında olmadan zirai kazanç rejiminden çıkıp, KDV mükellefiyeti de dahil olmak üzere ticari kazancın tüm yükümlülükleriyle karşı karşıya kalabilir.
Zirai Kazancın Tespiti ve Vergilendirilme Yöntemleri
Zirai kazançlar, işletme büyüklüğüne bağlı olarak iki temel yöntemle vergilendirilir.
Stopaj (Tevkifat) Yoluyla Vergilendirme (GVK Madde 94)
Bu yöntem, Türkiye'deki çiftçilerin büyük çoğunluğunu kapsar ve verginin kaynaktan kesilmesi prensibine dayanır.
Süreç şu şekilde işler: Çiftçi, ürününü vergi mükellefi bir alıcıya (tüccar, şirket, kooperatif vb.) sattığında, alıcı, çiftçiye yapacağı ödeme üzerinden yasal oranlarda vergi kesintisi yapar ve bu tutarı çiftçi adına vergi dairesine beyan edip öder. Bu durumda çiftçinin ek bir beyanname verme veya defter tutma yükümlülüğü doğmaz; stopaj nihai vergi niteliğindedir.
2025 Yılı Zirai Stopaj Oranları
Hayvanlar ve bunların mahsulleri: %2 (Ticaret borsasında tescil edilirse %1)
Diğer zirai mahsuller: %4 (Ticaret borsasında tescil edilirse %2)
Zirai faaliyet kapsamındaki hizmetler: %4
Ormancılık hizmetleri: %2
Gerçek Usulde Vergilendirme (GVK Madde 54)
Belirlenmiş işletme büyüklüğü ölçülerini aşan çiftçiler, stopaj rejiminden çıkarak kazançlarını gerçek usulde beyan etmekle yükümlüdür. Bu usul, ticari kazanç sahipleri gibi gelir ve giderlerin muhasebeleştirilmesini gerektirir.
Gerçek Usule Geçiş Şartları
Aşağıdaki şartlardan birinin sağlanması yeterlidir:
GVK Madde 54'te ürün gruplarına göre belirlenen arazi, ağaç veya hayvan sayısı hadlerinin aşılması.
Bir biçerdövere veya bu nitelikte bir motorlu araca sahip olunması.
On yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olunması.
Gerçek Usulün İşleyişi
Bu usule tabi çiftçiler, Zirai İşletme Defteri veya dilerlerse bilanço esasına göre defter tutarlar. Yıl sonunda toplam hasılattan GVK Madde 57'de sayılan giderler (tohum, gübre, yem, akaryakıt, amortisman, personel ücretleri, kredi faizleri vb.) indirilir. Ortaya çıkan net kâr (veya zarar), takip eden yılın Mart ayında Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilir.
Büyük Ölçekli Çiftçiler İçin Vergilendirme
Belirli bir ekonomik büyüklüğe ulaşan çiftçiler, stopaj yönteminin dışına çıkarak kazançlarını "gerçek usulde" beyan etmek zorundadırlar. GVK'nın 54. maddesi, kimlerin gerçek usule tabi olacağını net kriterlere bağlamıştır. Bir çiftçinin;
Aşağıdaki tabloda belirtilen işletme büyüklüğü ölçülerinden herhangi birini aşması,
Bir biçerdövere veya bu nitelikte bir motorlu araca sahip olması,
On yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olması,
Veya kendi isteğiyle gerçek usulde vergilendirilmeyi talep etmesi durumunda bu yönteme geçmesi zorunludur.
2025 Yılı Gerçek Usule Geçiş Hadleri
GRUPLAR | BÜYÜKLÜKLER |
Arazi Üzerinde Yapılan Faaliyetler | |
1. Grup | Hububat ziraatinde ekili arazi: Taban arazide 900 dönüm, kıraç arazide 1.700 dönüm |
2. Grup | Bakliyat, afyon, susam, keten, kendir ziraatinde ekili arazi: 1.000 dönüm |
3. Grup | Ayçiçeği ziraatinde ekili arazi: 950 dönüm |
4. Grup | Pamuk ziraatinde ekili arazi: 400 dönüm |
5. Grup | Çeltik ziraatinde ekili arazi: 300 dönüm |
6. Grup | Pancar ziraatinde ekili arazi: 300 dönüm |
7. Grup | Patates, soğan, sarımsak ziraatinde ekili arazi: 200 dönüm |
8. Grup | Çay ziraatinde ekili arazi: 150 dönüm |
9. Grup | Tütün ziraatinde ekili arazi: 200 dönüm |
10. Grup | Sebze ziraatinde ekili arazi: 200 dönüm |
11. Grup | Sera ve çiçekçilik ziraatinde ekili arazi: 8 dönüm |
12. Grup | Kavun ve karpuz ziraatinde ekili arazi: 300 dönüm |
13. Grup | Fındık ziraatinde ekili arazi: 250 dönüm |
14. Grup | Bağ ve incir ziraatinde ekili arazi: 250 dönüm |
15. Grup | Antep fıstığında ağaç sayısı: 2.500 ağaç |
16. Grup | Zeytinliklerde ağaç sayısı: 4.500 ağaç |
17. Grup | Narenciyede ağaç sayısı: 1.500 ağaç |
18. Grup | Elmada ağaç sayısı: 2.000 ağaç |
19. Grup | Muz ziraatinde ekili arazi: 30 dönüm |
20. Grup | Kayısıda ağaç sayısı: 2.000 ağaç |
21. Grup | Armut, kiraz, vişne, şeftalide ağaç sayısı: 2.000 ağaç |
22. Grup | Diğer meyve ve ürün ziraatinde ekili arazi: 100 dönüm |
23. Grup | Büyükbaş hayvan sayısı: 150 adet (İş hayvanları ve iki yaşından küçükler hariç) |
24. Grup | Küçükbaş hayvan sayısı: 750 adet (Bir yaşından küçükler hariç) |
Arazi Üzerinde Yapılmayan Faaliyetler | |
1. Grup | Deniz ve iç su balıkları yetiştiriciliği: Denizde 750 m2, iç suda 900 m2 üretim alanı |
2. Grup | Denizlerde balık avcılığı: Toplam tekne boyu 20 metre |
3. Grup | Arıcılık: 500 adet kovan |
4. Grup | İpek böcekçiliği: 500 adet kutu |
Bu usule tabi çiftçiler, Zirai İşletme Defteri veya dilerlerse bilanço esasına göre defter tutarlar. Yıl sonunda toplam hasılattan GVK Madde 57'de sayılan giderler (tohum, gübre, yem, akaryakıt, amortisman, personel ücretleri, kredi faizleri vb.) indirilir. Ortaya çıkan net kâr (veya zarar), takip eden yılın Mart ayında Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilir.
Giderlere Örnekler (GVK Madde 57)
Gerçek usule tabi çiftçiler, hasılatlarından aşağıdaki gibi giderleri düşebilirler :
Tohum, gübre, fide, yem, zirai ilaç giderleri
Akaryakıt (mazot), elektrik, su gibi işletme giderleri
İşletmede çalışan işçilerin ücretleri ve sigorta primleri
Zirai makinelerin, aletlerin, binaların ve tesisatın amortismanları (yıpranma payları)
Makinelerin bakım-onarım masrafları
İşletme faaliyetleri için kullanılan kredilere ödenen faizler
Uygulamada Sıkça Karşılaşılan Durumlar
S1: Zirai Kazançta KDV Mükellefiyeti Var mıdır?
Stopaj Usulüne Tabi Olanlar: Hayır. KDV Kanunu'nun 17/4-b maddesi uyarınca, gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin zirai ürün teslimleri KDV'den istisnadır.
Gerçek Usule Tabi Olanlar: Evet. Gerçek usule geçildiği anda KDV istisnası sona erer ve KDV mükellefiyeti başlar. Bu durumda yapılan teslimler için fatura düzenlenmeli ve KDV beyan edilmelidir.
S2: Tarımsal Destek ve Hibelerin Vergilendirilmesi Nasıl Olur?
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından ödenen tüm tarımsal destekleme ödemeleri (mazot, gübre, prim, hibe vb.), 7338 sayılı Kanun ile GVK'ya eklenen Mükerrer Madde 20/C uyarınca gelir vergisinden tamamen istisnadır. Bu ödemeler beyannameye dahil edilmez ve stopaja tabi tutulmaz.
S3: Kurumsal Yapıların (Şirketlerin) Tarımsal Faaliyetleri Zirai Kazanç Sayılır mı?
Hayır. GVK nezdinde "çiftçi" tanımı gerçek kişileri ifade eder. Limited ve anonim şirket gibi sermaye şirketlerinin tarımsal faaliyetlerinden elde ettiği gelirler "kurum kazancı" olarak değerlendirilir ve Kurumlar Vergisi'ne tabidir. Bu kazançlar için zirai kazanç rejiminin getirdiği istisnalar (stopaj, KDV muafiyeti vb.) geçerli değildir.
S4: Kendi bahçemde yetiştirdiğim ürünü pazarda satarsam vergi öder miyim?
Cevap: Bu durum, satışın şekline ve işletmenizin büyüklüğüne bağlıdır. Gelir Vergisi Kanunu'ndaki "küçük çiftçi muafiyeti" ve Gelir İdaresi Başkanlığı'nın yerleşik görüşlerine göre; sabit bir dükkân veya kalıcı (aylık/yıllık kiralanmış) bir pazar tezgâhı olmaksızın, gezici olarak veya pazar takibi suretiyle kendi ürettiğiniz ürünü perakende olarak satmanız, zirai faaliyetin bir devamı olarak kabul edilir. Belirtilen işletme büyüklüğü hadlerini aşmıyorsanız, bu satışlarınız için ayrıca bir beyanname vermeniz gerekmez. Ürünü sattığınız kişi nihai tüketici ise herhangi bir vergileme olmaz. Ancak alıcı vergi mükellefi bir esnaf veya şirket ise, sizin adınıza stopaj yapmakla yükümlüdür.
S5: Çiftçilik belgem (ÇKS) olmadan zirai kazanç elde edebilir miyim? Vergi mükellefiyetimi etkiler mi?
Cevap: Evet, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydınız olmadan da zirai faaliyette bulunabilir ve zirai kazanç elde edebilirsiniz. ÇKS kaydı veya çiftçilik belgesi, vergi mükellefiyetini veya vergilendirme usulünü (stopaj/gerçek usul) belirleyen bir belge değildir. Vergi dairesi açısından sizin vergilendirme rejiminiz, tamamen Gelir Vergisi Kanunu'nun 54. maddesindeki işletme büyüklüğü ölçülerine göre belirlenir. ÇKS, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın sağladığı tarımsal desteklemelerden, sübvansiyonlu kredilerden ve Tarım Bağ-Kur'u gibi sosyal güvenlik haklarından yararlanabilmeniz için gerekli olan idari bir kayıt sistemidir.
Zirai kazançların vergilendirilmesi, işletme ölçeği ve faaliyetin niteliğine göre şekillenen iki temel metoda dayanmaktadır: Stopaj ve Gerçek Usul.
Değerlendirme
Temelde her şey, işletmenizin büyüklüğüne ve faaliyetinizin niteliğine bağlı. Bu iki anahtar nokta, verginizin basitçe sattığınız üründen kesilerek mi (stopaj) yoksa sizin tarafınızdan beyan edilerek mi (gerçek usul) ödeneceğini belirliyor. Ürünlerinizi internetten satmak gibi modern adımların ise kazancınızın türünü değiştirebileceğini aklınızda tutmanızda fayda var.
Unutmayın, vergi kuralları yaşayan bir süreç gibidir ve her yıl güncellenir. Bu nedenle, özellikle işletmeniz büyüyorsa veya yeni satış kanalları deniyorsanız, bir mali müşavirle konuşmak atacağınız en sağlam adımdır. Bu sayede hem tüm yasal yükümlülüklerinizi doğru bir şekilde yerine getirir hem de aklınızda soru işareti kalmadan işinize odaklanabilirsiniz.